
Yapılan müthiş tanıtımlar sayesinde artık dizi ile ilgilenmeyen herkesin bile az, çok bildiği gibi; HBO yapımı Game of Thrones, hem kitapları hem de dizisi ile rekorlar kıran fantastik bir seridir. George R.R. Martin’in epik fantezi serisi “Buz ve Ateşin Şarkısı”ndan uyarlanan dizi, adını da serinin ilk kitabından almaktadır. Dubrovnik şehrini tanıtacağımız bu yazıda Game of Thrones’un adının bu kadar çok geçmesinin nedeni ise; King’s Landing yani Lannister Ailesinin kalesi için ana platonun Dubrovnik şehri olarak seçilmesidir. Özellikle son beş yıldır dizi fanatikleri nedeniyle büyük bir turizm patlamasının yaşandığı Dubrovnik’de, şehrin sahip olduğu tarihsel doku nedeniyle çok az görsel efekt kullanılarak çekimler yapılmaktadır.
Bugün çekimlerin yapılmadığı zamanlarda bile özel Game of Thrones turlarının düzenlendiği muhteşem doğal manzaralara ve sahil şeridine sahip Dubrovnik’i eğer hala keşfetmediyseniz, bu yaz Dubrovnik uçak bileti alarak Hırvatistan turu yapmanız için tam zamanıdır. Türk Hava Yollarının direkt uçuşları ile sadece 1 saat 10 dakika sonra ulaşabileceğiniz şehre çok uygun fiyatlı Dubrovnik uçak bileti fırsatlarına web sitemiz üzerinden göz gezdirebilirsiniz.
Hırvatistan’ın Adriyatik kıyısında yer alan sahil kenti Dubrovnik veya tarihteki adıyla Ragusa, aynı zamanda 56.594 km2.lik yüzölçümüne sahip Hırvatistan’ın başkent Zagreb’de sonra en önemli şehridir. Şehir merkezinde 30.000, toplamda ise sadece 50.000 kişinin yaşadığı Dubrovnik’te turizm en önemli gelir kaynağıdır. Şehir tamamen bir Ortaçağ şehri görünümündedir. 1970 yılında Unesco Dünya Mirası Koruma Listesi’ne dahil olan ve 1971 yılında herhangi bir savaştan korunmak için “demilitarize” yani askerden arındırılmış bölge olarak ilan edilen Dubrovnik, buna rağmen 1991 yılında Yugoslavya’nın dağılmasına yol açan iç savaşta Sırplar tarafından tarihi eserlerin çoğu tahrip edilmiş, ancak şehrin savaştan sonra Unesco tarafından 2005 yılına kadar süren restorasyon çalışmalarıyla şehir tamamen yenilenmiştir. Adriyatik sahilinde muhteşem güzellikteki plajları, botanik bahçesi ile Lokrum Adası, Old Town bölgesi, dünyanın en iyi 10 ortaçağ surları arasında gösterilen şehrin surları ve kapıları ile Dubrovnik katedrali şehrin mutlaka görülmesi gereken yerleridir. 1365 yılında 1.Murat döneminde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine gire Ragusa Özerk Cumhuriyeti, 1815 Viyana Kongresine kadar tam 443 yıl Osmanlı egemenliğinde kalmıştır. Şehirde turizm ise ilk kez 1890 yılında inşa edilen Opatija Grand Hotel ve 1897 yılında inşa edilen Dubrovnik Hotel Imperial ile başlamıştır.
Dubrovnik uçak bileti ile şehre sadece 20 km. uzaklıkta bulunan küçük ölçekli Dubrovnik Uluslararası Havalimanı’na indiğinizde, şehir merkezine ulaşmak için Atlas adı verilen havalimanı otobüsleri, 11 veya 27 numaralı belediye otobüsleri veya yaklaşık 30 euro tutan havalimanı taksilerini kullanabilirsiniz. 1.Temmuz.2013 tarihine kadar Türk vatandaşlarının vizesiz girebildiği Hırvatistan’ın, bu tarihten sonra Avrupa Birliği’ne kabul edilerek Schengen Bölgesine dahil olması sebebiyle normal pasaportlara vize uygulanmaya başlanmıştır. Resmi dil Hırvatça olmasına rağmen, özellikle Old Town adı verilen turistik şehir merkezinde hemen, hemen herkes İngilizce konuşmaktadır. Ayrıca Türk dizilerinin Hırvat Televizyonlarında altyazılı gösterilemsi sebebiyle halk, pek çok Türkçe kelimeye de aşinadır. Tipik Akdeniz ikliminin görüldüğü Dubrovnik’de eğer plajlardan ve denizden de yaralanmak istiyorsanız en iyi zaman Temmuz-Ağustos aylarıdır. Ancak bu aylarda sıcaklığın 35 dereceye kadar yükseldiği düşünülürse, özellikle tarihi yerlerin çok rahat dolaşılamayacağını söyleyebiliriz. Dünyanın her yerinde olduğu gibi bahar ayları, Dubrovnik için ideal seyahat zamanıdır.
Dubrovnik’te plajlar haricinde gezebileceğiniz yerlerin neredeyse tamamı, şehrin surlarla kaplı Old Town bölgesindedir. Hatta dilerseniz bilet alarak tüm şehri tepeden, 1940 mt. uzunluğunda ve 1.5 mt. eninde bulunan surlar üzerinde yürüyerek de gezebilirsiniz.
-Old Town’a geldiğinizde sizi karşılayacak olan Stradun Caddesi, aynı zamanda şehri ikiye bölen ana caddedir. Roma ve Yunan mimarisinin izlerin taşıyan 300 mt. uzunluğundaki caddede bulunan kaldırımlar ise 1468 yılından kalmıştır.
-1436 yılında inşa edilen ve şehre taze su girişini sağlayan Velika Onofrijeva Fontana yani Büyük Onofrio Çeşmesi, kurulan sistem ile 11.7 km. uzaklıktan ve 116 mt. yükseklikten şehre suyu getiren büyük sarnıçtır. Sarnıç ile ilgili en tuhaf detay ise; suyu getirirken ziyan olan her bir damla için mimarların ödemek zorunda kaldıkları büyük cezadır. 1442 yılında inşa edilen Mala Onofrijeva Fontana yani Küçük Onofrio Çeşmesi ise Luza Meydanı’na temiz su sağlamak için inşa edilmiştir.
-13.yy. da inşa edilen Franjevacki Samostan Dubrovnik yani Fransisten Manastırı, gotik mimari ile rönesans döneminde inşa edilmiş ve bugün içinde 70.000 kitaplık çok büyük bir kütüphane ve müze bulunan Manastırdır.
-1444 yılında inşa edilen Çan Kulesi 1667 yılında meydana gelen depremde eğrilmiş, bu nedenle 1929 yılında tamamen yıkılarak yeniden yapılmıştır. 15.yy. da inşa edilen Orlando Stup yani Orlondo Sütünü ise Çan Kulesi’nin yakınlarında bulunan Şövalye Orlondo’nun heykelidir.
-Knezev Dvor ya da Rektör Sarayı, Dubrovnik Tarih Müzesi’nin içinde olduğu tarihi yapıdır.
-Venedik’te bulunan Saint Mauritius Kilisesi’ne çok benzer bir yapıda olan 1775 yılında inşa edilmiş Saint Blaise Kilisesi, iç kısmında bulunan mermer işlemeleri ile mutlaka görülmesi gereken bir kilisedir.
-16.yy. da gotik mimari ile inşa edilen Sponza Sarayı orijinal haliyle korunabilmiş yapılardan birisidir ve günümüzde aktif olarak organizasyonlarda kullanılmaktadır.
-Dubrovacka Katedrala yani Dubrovnik Katedrali, 12.yy. ile 14.yy. lar arasında inşa edilmiş ancak 1667 depreminde tamamen yıkılmış bir katedraldir. 20.yy. da arkeologların yaptığı kazı ve restorasyon çalışmaları ile yeniden inşa edilmiştir.
-1520 yılında daha önce yaşanan bir deprem nedeniyle Tanrıya teşekkür amacıyla yapılan Saint Saviour Kilisesi ise 1667 büyük depreminde ayakta kalmayı başarabilmiş nadir eserlerdendir. Rönesans mimarisinin etkisi ile yapılmıştır.
-Dubrovnik surlarında, şehir kapılarından en önemli iki tanesi; Pile Kapısı yani Gradza Vrata Pile ve Ploce Kapısı yani Vrata od Ploca’dır. 16.yy.da inşa edilen Pile Kapısı o dönemde geceleri kapatılarak şehri korumaktadır. Ploce Kapısı ise bir şehir kapısı olarak oldukça alçak inşa edilmiş olup, 2 mt. yüksekliğindedir.
-1319 yılında inşa edilen Tvrdjava Minceta yani Minceta Hisarı, surların önemli bir bölümüdür. Minceta Hisarı’nın mutlaka görülmesi gerekir, çünkü Game of Thrones dizisinde Ölümsüzler Sarayı’nın girişi bu hisar üzerinde çekilmektedir.
-11. yy.da 37 metre yüksekliğindeki bir kayanın üstüne inşa edilmiş olan Lovrijenac Hisarı yani Tvrdjava Lovrijenac ise kullanıldığı dönemlerde Dubrovnik savunmasında önemli bir rol oynamıştır. Dizide King’s Landing’in kalbi olan Red Keep dizi seti ise bu hisar üzerinde kurulmuştur.
-Eski Şehir Limanı’ndan sadece 10 dakika sonra tekne ile ulaşabileceğiniz Lokrum Adası ise Dubrovnik’in mutlaka ziyaret edilmesi gereken en önemli doğal güzelliklerinden biridir. UNESCO koruması altında olan ada üzerinde bulunan Botanik Bahçe ise muhteşem bir güzelliktedir. Lokrum adası Game of Thrones dizisinde ise, Essos kıtasında “Şehirlerin Kraliçesi” olarak da anılan Qarth şehrine dönüştürülmüştür.