
İstanbul’un Gürültüsünden Uzak Nefis Bir Alternatif : Prens Adaları
Hayatı hızlı yaşadığımız günümüz çağında, kendimize zaman ayırmamız gittikçe güçleşiyor. Ruhumuzu dinlendirmek, hayatı biraz da olsa yavaşlatmak ve kendimizi doğaya açmak için İstanbul’un saklı cennetleri, Prens Adaları’ndan bahsedeceğiz bugün.
Prens Adaları, Marmara denizinin kuzeydoğusunda irili ufaklı 9 adadan oluşmaktadır. İstanbul’un aynı zamanda bir ilçesi olan adaların, yalnızca 5 tanesinde; Kınalıada, Burgazada, Heybeliada, Büyükada ve Sedefadası, yerleşim vardır. Adalar’a, Prens Adalar’ı denme hikâyesinin ise Roma ve Bizans dönemine dayandığı rivayet ediliyor. Bizans döneminde prenslerin, devlet adamlarının ve hatta imparatorların bile sürgün yeri olarak kullanıldığı için ismine Prens Adalar’ı denildiği, çeşitli kaynaklarda yazmaktadır.
Peki, günümüze kadar birçok yazar, şair ve diğer önemli kişileri misafir etmiş olan Prens Adaları’nda nerelere gitmeli?
Büyükada
Adından da anlaşılacağı üzere, Prens Adaları’nın en büyüğü olan Büyükada diğer adaların merkezidir. Her ne kadar, özellikle yaz aylarında, sakinlik arayanların ilk uğrak yeri olmasa da, Büyükada’da ziyaret edilecek birçok yer vardır. Bunların başında Aya Yorgi Tepesi (Yücetepe) gelmektedir. 1751 yılında yapımı tamamlanan ve günümüzde dahi her dinden insanın dilek dileme yeri olarak geldiği Aya Yorgi Kilisesi, uzun bir yolculuktan sonra sizi karşılıyor. 23 Nisan ve 24 Eylül tarihlerinde en kalabalık dönemini yaşayan tepe, manzarası ile sizi adeta büyüleyecek.
Çam ormanlarının arasından yükselen, dünyanın en eski ve en büyük ahşap mimari eserlerinden olan Rum Yetimhanesi ise bir diğer görmeniz gereken yerlerden. Şu an binanın çökme tehlikesi olduğundan dolayı içeri girişlere izin verilmiyor. Ancak ihtişamlı yapısı hâli hazırda kendisine hayran bıraktıracak cinsten.
Heybeliada
Görünümü heybeye benzediği için ismini bu benzetmeden alan Heybeliada, büyüklük olarak Prens Adaları’nın 2. en büyük adasıdır. Ada iklimi veremli hastalar üzerinde olumlu bir etki oluşturduğundan dolayı zamanında buraya bir sanatoryum inşa edilmiş. 1924 senesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle açılan sanatoryum 2005 senesinde kapatılmıştır.
1844 senesinde din adamı yetiştirmek üzere açılmış olan Ruhban Okulu, adanın bir diğer görülmesi gereken yerlerinden. Rum Patrikhanesi ile zaman zaman eğitim konusunda sıkıntılar yaşamış, bu yüzden de 1971 -1972 senelerinde dönemin patrikhanesi tarafından eğitim öğretim hayatına son verilmiştir.
Ünlü yazar, Hüseyin Rahmi Gürpınar, belli bir dönem Heybeliada’da yaşamını sürdürmüştür. Gürpınar’ın yaşadığı ev müzeye dönüştürülerek ziyaretçilerini beklemektedir. Ada içerisinde adının verildiği bir adet lise de bulunmaktadır.
Ada bünyesinde İsmet İnönü’nün de yazlığı bulunuyor. İnönü vakfı tarafından korunan bu ev de ziyaretçilerine açık konumdadır.
Burgazada
“Bir insanı sevmekle başlayacak her şey.” diyen Sait Faik Abasıyanık’ın adasıdır, Burgazada. Çağdaş Türk Edebiyatı’nın en sevilen isimlerinden olan Abasıyanık, hayatının bir kısmını bu adada geçirmiştir. Hikâyelerinde geçen Burgazada’daki Sait Faik’in evi müzeye çevrilerek ziyaretçilerini beklemektedir.
Dilerseniz Burgazada’da adanın sol kısmında bulunan Kalpazankaya’ya yürüyüş düzenleyebilir, şu an bile Avusturyalı rahip ve rahibelerin yaşadığı manastırları dolaşabilir, adanın tek tepesi olan Bayrak Tepesi’nden muhteşem fotoğraflar çekebilirsiniz.
Kınalıada
İstanbul’a en yakın konumda bulunan Kınalıada, betonlaşmanın oldukça fazla olduğu bir ada. Toprağın, bakır ve demir ile oksitlenmesi sonucu kırmızı bir renge bürünmesinden dolayı adını buradan alan Kınalıada’da çoğunluklu olarak Ermeni vatandaşlarımız yaşamaktadır.
Sedef Adası
Bitki örtüsü ve adanın taşları yüzünden sedefe benzetilerek adını buradan alan Sedef Adası’nın ¾’ü özel mülkiyettir. Dolayısıyla gezip dolaşabileceğiniz alan konusunda geniş bir alternatif yok. Fakat yine de huzur arayanların oldukça memnun ayrılacağı bir ada olduğunu söylemekte fayda var.
4 mevsimde de eşsiz bir güzellikte olan Prens Adalar’ı boş günlerinizi değerlendirebileceğiniz, huzur ve doğayla iç içe olmak adına güzel bir alternatif. Dilerseniz Büyükada’da kalabalığa karışın, Heybeli’de Münir Nurettin üstat ile mehtaba çıkın; dilerseniz de Burgaz’da Sait Faik ile karşılıklı sohbet edin. Adalar’ın en güzel vakitlerinin bahar ayları olduğunu söylemeden de geçmeyelim…