
Lizbon’da geçireceğiniz yalnızca bir gününüz varsa, sizin için en güzel programı hazırladık. Hem canlı ve sıcak hem de derin bir tarihe, zengin bir kültüre sahip şehirler çoğu zaman “Ölmeden önce görülmesi gereken şehirler” listesinde yer alıyor. Lizbon da şüpheye yer vermeden bu şehirlerin başında geliyor. Fotoğraf karesi gibi sokakları, Lisboetas adını taşıyan sıcakkanlı insanları ve tarihin izleriyle, Lizbon ilham verici bir şehir!
Lizbon’a sıfat yetiştirmek oldukça zor… Avrupa’nın ikinci eski başkenti Lizbon’u ziyaret edecek olanları kıskanmamak elde değil. Ayrıcalıklı insanlar için mütevazı bir Lizbon’da yapılacaklar listesi yerinde olacaktır. Lizbon’a bir günlük ziyaret, erken kalkmayı gerektirir. Bunu düşünerek bir program yapmak da bize düşüyor.
Turunuza Belem Bölgesi’nden başlayarak, Portekiz’in tüm tarihini damarlarınızda hissedebilirsiniz. Çünkü burası Portekiz’li Gemici Henrique, Macellan ve Vasco da Gama’nın keşif turlarına çıktıkları yer.
Kâşif ruhunu yeterince soluduktan sonra bir UNESCO Dünya Mirası’nı ziyaret edebilirsiniz.
Ünlü Portekizlilerin mezarlarının bulunduğu Jeronimos Manastırı, tarihle iç içe vakit geçirebileceğiniz bir yer. Kral Manuel tarafından 1502’de yaptırılan manastır, Vasco da Gama’nın Hindistan’a doğru çıktığı yolculuk öncesi geceyi geçirdiği yere, onlara bir saygı göstergesi olarak yapıldı. Eğer Jeronimos Manastırı’nı ziyaret etmeden Lizbon’dan ayrılırsanız, Portekiz sanatına dair birçok detayı görme fırsatını da kaçırırsınız. Pişman olmamak için listeye Jeronimos Manastırı’nı mutlaka ekleyin!
Lizbon’da gezebileceğiniz Maritime Müzesi ve Arkeoloji Müzesi bulunuyor. Hem de hemen Jeronimos Manastırı’nın yanında! 18. yüzyıldan kaşif gemileri, mavnalar görkemli görüntüleriyle sizi bekliyor. Geziniz sırasında 16 yüzyıldan haritaları da inceleme fırsatınız var. Arkeoloji Müzesi’nde ise, Demir Çağı’na ait mücevherleri ve Roma döneminden mozaikleri görebilirsiniz.
Müzelerin ardından Kaşifler Anıtı’na doğru yola koyulabilirsiniz. Tagus Nehri’nin kuzeyinde yer alan anıta ulaşmak için Jeronimos Manastırı’nın bahçelerinden geçmek, gezinize gizem katacaktır. Gemici Henrique’in 500. ölüm yıl dönümü adına yaptırılan anıtın içinde bir de müze bulunuyor. Müzeyi gezdikten sonra, etkileyici Belem ve Tagus Nehri manzaralarının keyfini çıkarabilirsiniz.
Sıra Belem Kulesi’ni yani Lizbon’un sembolünü ziyaret etmeye geldi. Kaşifler Anıtı’ndan 10-15 dakikalık bir yürüyüş sonrası ulaşacağınız Belem Kulesi, Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Terasından nefes kesen bir manzaraya ve Manueline mimarisinin en özel örneklerinden biri olma özelliklerine sahip. Birbirinden özel motiflerle taçlanan Belem Kulesi’nde, denizcileri ve kaşifleri koruduğuna inanılan bir gergedan heykeli bulunuyor.
Bu büyülü kenti daha da yakından tanımak için hala kendinizi enerjik hissediyorsanız, Belem Bölgesi’nden taksi ile 15 dakika mesafede bulunan Chiado Bölgesi’ne gidebilirsiniz. Şehrin en popüler merkezlerinden biri olan Chiado’da kitapçılar, kafeler, restoranlar, müzeler ve mağazalar bulunuyor. 1988 yılında, büyük bir yangın sonucu Chiado devasa zararlar gördü ve tüm bölgeyi restore etmek oldukça uzun zaman aldı. Bugün, bazı yerlerde hala yangının izleri olmasına rağmen, Chiado efsanevi bir güzelliğe sahip. Yorucu bir günden sonra, bu rahat atmosferde mola vermek, müzelere göz atmak ve mağazaları gezmek oldukça keyifli olacaktır. Özellikle Lizbon’un en eski kafelerinden olan Cafe a Brasileira’da içeceğiniz bir kahveyi ömür boyu unutamayacaksınız.
Her köşesinde görülmeye değer bir şeyler bulunan, büyüleyici Lizbon’da son olarak meşhur Elevador de Santa Justa’yı ziyaret edebilirsiniz. Baixa ve Bairro Alto’yu birbirine bağlayan bu asansör, Lizbon’a veda etmek için güzel bir tercih.